Bu hafta, Türkiye ekonomisi için oldukça önemli gelişmelere sahne olmaya hazırlanıyor. Hem Merkez Bankası'nın faiz kararı hem de beklenen enflasyon verileri, yatırımcıların dikkatini çeken iki ana konu olarak öne çıkıyor. 6 Mart Perşembe günü gerçekleştirilecek Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, politika faizinin 250 baz puan indirilmesi ve böylece %42,5 seviyesine düşürülmesi öngörülüyor. Bu karar, piyasalardaki belirsizliği ve ekonominin gidişatını doğrudan etkileyecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
AA Finans tarafından yapılan anket, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) düzenleyeceği toplantıya katılan 20 ekonomistin beklentilerini ortaya koyuyor. Tüm ekonomistler, politika faizinde 250 baz puan indirileceği konusunda hemfikir. Ocak ayında gerçekleşen PPK toplantısında da benzer bir indirim uygulanmış ve politika faizi %45 seviyesine çekilmişti. Faiz indirimleri, yatırımcılara daha fazla kredi imkânı sağlaması bakımından olumlu bir etki yaratabilirse de, enflasyon tarafında yaşanacak olası dalgalanmalar, bu kararların uzun vadeli etkilerini sorgulatıyor.
Yatırımcıların gözü şimdi kamuoyuna açıklanacak olan enflasyon verilerine çevrildi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 3 Mart Pazartesi günü şubat ayı enflasyon verilerini açıklayacak. AA Finans anketine göre, şubat ayı enflasyon beklentisi %2,97 olarak ortaya çıktı. Bu durum, yıllık enflasyonun %40 seviyesine inebileceği anlamına geliyor. Beklentiler, enflasyon seyrinin iyiye gitmesi yönünde olsa da, ekonomi üzerindeki baskıların devam etmesi bu olumlu tabloya gölge düşürebilir.
Yurt içinde geçtiğimiz hafta, hisse senedi piyasasında hafif bir yükseliş gözlemlendi. Borsa İstanbul'daki BIST 100 endeksi, %0,59 değer kazanarak 9.658,72 puandan haftayı kapattı. Yatırımcılar, önümüzdeki hafta açıklanacak ekonomik verilere ve TCMB'nin faiz kararına odaklanmuş durumda. Dolar/TL ise haftayı bir önceki kapanışının %0,15 üzerinde, 36,5000 seviyesinden tamamladı. Ekonomik verilerin beslediği piyasa psikolojisi, yatırımcıların risk iştahında belirgin dalgalanmalara neden olabiliyor.
Bunun yanı sıra, Türkiye’nin 2023 yılı itibarıyla büyüme rakamları da dikkat çekiyor. Geçen yıl Türkiye ekonomisi %3,2 büyüme kaydederken, 2024'ün son çeyreğinde %3 büyüme öngörülüyor. Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYH) değerinin, cari fiyatlarla 507 bin 615 lira (15 bin 463 dolar) olması bekleniyor. GSYH’nın %63,5 artış göstererek 43 trilyon 410 milyar 514 milyon lira seviyesine ulaşması, ekonomi perspektifinde önemli bir veri olarak öne çıkıyor.
Bu hafta, ayrıca yurt içi Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), imalat sektörü PMI, bankacılık sektörünün net kârı gibi başka kritik ekonomik verilerin açıklanması da planlanıyor. Salı günü reel efektif döviz kuru verileri açıklanacak. Perşembe günü ise Merkez Bankası'nın vereceği faiz kararı, piyasa katılımcıları tarafından dikkatle takip edilecek. Cuma günü ise piyasa katılımcıları anketi ve hazine nakit dengesi verileri ile Türk ekonomisinin genel durumu analiz edilecek. Tüm bu gelişmeler, yatırımcıların kararlarında belirleyici rol oynayacak.
Sonuç olarak, bu hafta ekonomide birçok önemli gelişme yaşanacak. Merkez Bankası'nın faiz indirim kararları ve enflasyon verileri, yatırımcılar ve ekonomistler tarafından titizlikle takip edilecek. Faiz politikalarının ve enflasyon oranlarının uzun vadeli etkileri, Türkiye ekonomisinin 2024 yılı hedeflerine ulaşma potansiyelini belirlemede önemli bir rol oynayacak. Bu nedenle, ilerleyen günlerde ekonomi gündemini oluşturacak bu verilerin sonuçları büyük bir merakla beklenecektir.