Marmara bölgesini etkisi altına alan büyük bir deprem, 5.4 büyüklüğündeki sarsıntısıyla İstanbul'dan Uşak'a kadar geniş bir alanda hissedildi. 21 Ekim 2023 tarihinde meydana gelen deprem, saat 14:22'de yerin yaklaşık 7 kilometre derinliğinde gerçekleşti ve bölge halkında büyük bir korkuya neden oldu. Depremin hemen ardından sosyal medya platformlarında ve haber kanallarında, yaşanan sarsıntının şiddeti ve sonuçları hakkında çeşitli paylaşımlar yapılmaya başlandı. Marmara’nın büyük şehirlerinin yanı sıra, çevre illerde de hissedilen bu deprem, Türkiye’nin deprem gerçeğini bir kez daha hatırlatmış oldu.
İstanbul, deprem sırasında en fazla etkilenen şehirlerin başında geliyordu. Şehrin çeşitli semtlerinde, özellikle yüksek binalarda yaşayan vatandaşlar, sarsıntıyı şiddetli bir şekilde hissetti. İnsanlar panik içinde binaları terk ederken, bazıları da cep telefonlarına sarılarak durum güncellemelerini almak için sosyal medyayı kontrol etti. Deprem sonrası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi kriz masası derhal devreye girdi ve hasar tespit çalışmaları başladı. Uzmanlar, emniyet açısından yıkılma riski taşıyan binaların kontrollerinin hızla yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Bununla birlikte, Marmara bölgesindeki diğer illerde de etkisini gösteren bu deprem, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Bursa gibi illerde de hissedildi. Sarsıntı anında yapılan anketlerde, bu illerde de vatandaşlar arasında korku ve paniğin oluştuğu gözlemlendi. Bazı bölgelerde elektrik kesintileri yaşanırken, iletişim hatlarında da kısa süreli aksamalar meydana geldi. Uşak'ta ise deprem nedeniyle bazı binaların hasar gördüğüne dair ihbarlar alındı.
Depremin ardından uzmanlar, Marmara bölgesinin yüksek sismik aktiviteye sahip olduğunu belirterek, halkın önceden bu tür doğal afetlere hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı. Deprem uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kaya, yaptığı açıklamada, “Marmara bölgesi Türkiye’nin en yüksek risk taşıyan bölgelerinden biri. Bu tür depremler, sıklıkla yaşanabiliyor. Vatandaşlarımızın deprem çantası bulundurması, acil durum planlarını gözden geçirmesi oldukça önemli” dedi. Ayrıca, derneklerin ve devletin, deprem eğitimi konusundaki çalışmalarını artırmasını önerdi.
Sonuç olarak, Marmara bölgesindeki bu deprem, bir diğer doğal olay olması bakımından birçok kişiye büyük bir ders vermiş oldu. Halkın bu tarz durumlarda nasıl hareket etmesi gerektiği, olayın etkilerinin unutulmaması için her zaman hatırlanmalı. Doğal afetler karşısında hazırlıklı olmak, hayat kurtarabilir. Yerel yönetimler, bu tür durumlar için tatbikatlar düzenlemeli ve halkın bilinçlendirilmesi adına eğitim programları düzenlemelidir. Unutulmamalıdır ki, deprem, aniden ve beklenmedik bir şekilde karşımıza çıkabilir. Bu yüzden, her an hazırlıklı olmalıyız.
Yakın bir zamanda meydana gelen bu deprem, ayrıca binaların dayanıklılığı konusunda da birçok tartışmayı beraberinde getirdi. Zaman içinde yaşanan depremler, özellikle eski binaların güvenliği konusunda önemli bir soru işareti oluşturuyor. Yenilenen binalarda modern mühendislik yöntemleri kullanılırken, eski yapılarda bu tür yeniliklerin uygulanması gerektiği tekrar gözler önüne serildi. Bütün bu yaşananların, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bir farkındalık oluşturması umuluyor. Depremler, insanların hayatında her zaman var olmuştur ama bu tür olaylar karşısında alınacak önlemler ve yaklaşım, felaketlerin etkilerini en aza indirebilir.
Son olarak, depremin yarattığı bu ani ve korkutucu hissiyatın ardından, halkın dayanışma içinde olması ve zor günlerde birbirine yardımcı olması gerektiği de önemli bir noktadır. İlk yardım eğitimi almak, deprem anında yapılması gerekenler konusunda bilgi sahibi olmak, hayat kurtarabilir. Böyle bir olayın tekrar yaşanmaması umuduyla, herkesin daha bilinçli ve hazırlıklı olmasını dileriz.