Orta Doğu'daki gerilim dolu günler devam ederken, Husiler tarafından gerçekleştirilen bir füze saldırısı, bölgedeki siyasi ve askeri durumu bir kez daha sarstı. 16 Ekim 2023 tarihinde, Yemen merkezli Husilerin, İsrail’in en önemli uluslararası havaalanlarından biri olan Ben Gurion Havalimanı’na füzeler fırlattığı bildirildi. Bu olay, bölgedeki istikrarı tehdit eden gelişmelerin sadece bir parçası olarak görülüyor. Saldırının gerekçeleri, hedefleri ve olası sonuçları, hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunun dikkatini çekiyor.
Husilerin gerçekleştirdiği füze saldırısı, sabah saatlerinde, birçok uluslararası uçağın iniş ve kalkış yaptığı Ben Gurion Havalimanı’nda meydana geldi. Saldırı esnasında, havaalanındaki alarm sistemleri devreye girdi ve yerel güvenlik güçleri hızlı bir şekilde harekete geçti. Ancak, saldırının detayları henüz tam olarak netlik kazanmadı. Eyaletin askeri sözcüleri, saldırının hedefinin havaalanı olduğunu doğrularken, Husilerin resmi yayın organları, saldırının gazete manşetlerinde "işgal altındaki topraklara karşı bir tepki" olarak lanse edildiğini bildirdi.
Olayın ardından İsrail Hava Kuvvetleri, hızlı bir biçimde karşı saldırı için hazırlıklarına başladı. Askeri kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, hava savunma sistemleri had safhada alarm durumuna geçti ve hava sahası üzerinde sıkı kontroller uygulanmaya başlandı. Öte yandan, olayın hemen sonrasında, havaalanında meydana gelen bu saldırı, sivil trafiği etkileyerek büyük bir panik yarattı. Seyahat eden yolcular, güvenlik önlemlerinin arttırılması nedeniyle endişeli anlar yaşadı.
Bölgede artan gerginlik, Husilerin bu tür saldırılarla daha da tırmandığı bir dönemde gerçekleşiyor. Husi liderleri, Ben Gurion’a yapılan saldırının, özellikle Sionist işgaline karşı bir direniş göstergesi olduğunu belirtti. Saldırı, Orta Doğu’daki dinamikleri yeniden şekillendirecek bir olay olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu tür saldırıların, hem siyasi hem de askeri anlamda önemli sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor. Ayrıca, bölgedeki ülkelerin birbiriyle olan ilişkilerini de olumsuz yönde etkileyebileceği konusunda uyarılarda bulunuyorlar.
Buna ek olarak, İsrail’in bu saldırıya nasıl bir yanıt vereceği ve muhtemel karşı saldırıların boyutu, uluslararası kamuoyunun ve bölgedeki diğer devletlerin dikkatle takip edeceği gelişmeler arasında yer alıyor. Saldırının ardından ise, Husi gerillalarının, özellikle İran’ın da desteğiyle bu tür hamlelerini devam ettirebileceği tezi savunuluyor. Uzmanlar, Husilerin yüklü füzeler ve drone teknolojileri ile donatıldığını ve bu tür eylemlerin önümüzdeki dönemde daha sık gün yüzüne çıkabileceğini belirtiyor.
İsrail hükümeti, bu tür saldırıların önüne geçmek amacıyla askeri ve diplomatik yolları zorlayacaklarını açıkladı. Saldırıların yanı sıra, bölgedeki güvenlik önlemlerinin artırılması ve diplomasi kapılarını aralayacak adımların atılması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, dünya genelindeki ülkelerin duruma duyduğu endişe ve tepkiler, bölgedeki barış süreci için ne derece önemli olduğu bir kez daha ön plana çıkıyor.
Sonuç olarak, Husilerin Ben Gurion Havalimanı’na düzenlediği füze saldırısı, sadece bir askeri eylem olmanın ötesine geçiyor ve bütün Orta Doğu’daki dengeleri sarsma potansiyeline sahip bir gelişme olarak karşımızda duruyor. Önümüzdeki günlerde bu durumun nasıl evrileceği, dünya genelindeki siyasetin ve güvenlik stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesine yol açabilir.