Günümüzde iletişim, teknolojinin gelişimiyle birlikte evrim geçiriyor. İnsanlar, sadece kelimelerle değil, aynı zamanda beden dili ve göz temasıyla da duygularını ifade edebiliyor. Son yıllarda ‘göz ile iletişim’ kavramı, sosyal medya ve dijital platformlar sayesinde daha da yaygınlaştı. Yeni bir dilin gelişimi olarak nitelendirilebilecek bu durum, insanların birbirleriyle olan etkileşimlerini artırmaya yardımcı oluyor. Özellikle çeşitli iletişim engelleri olan bireyler için göz teması, yeni bir diyalog kapısı açıyor.
Bakışlarla iletişim, sözsüz iletişim biçimleri arasında en güçlü olanlardan biridir. Gözler, duyguların ve düşüncelerin kapısını aralayan bir ayna gibidir. Uzmanlar, gözlerin insanlar arasındaki bağları güçlendirdiğini ifade ediyor. Yapılan araştırmalar, insanların duygusal durumlarını yüz ifadesi ve göz hareketleriyle belirlediklerini gösteriyor. Göz teması, samimiyet ve güven duygusunu artırırken, aynı zamanda sosyal bağların güçlenmesine de katkı sağlıyor. Gözler, anlatılmak isteneni çok daha kısa bir sürede iletebiliyor; bu da kelimelerin bazen yeterli olmadığı durumlarda son derece faydalı oluyor.
Özellikle otizm spektrumunda yer alan bireylerde, sözlü iletişim zorlukları sıkça görülmektedir. Ancak göz teması kurarak yapılan iletişim, bu bireylerin çevreleriyle olan ilişkisini geliştirmektedir. Gözler aracılığıyla kurulan bu iletişim biçimi, hem duygu paylaşımını kolaylaştırmakta hem de ilişkileri derinleştirmektedir. Böylece, göz teması otizmli bireylerin sosyal becerilerini geliştirmeye yönelik önemli bir araç olarak öne çıkıyor.
Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, bakışlarla iletişim kurma yeteneği de yeniliklerle destekleniyor. Göz izleme teknolojileri, bireylerin göz hareketlerini takip ederek çeşitli platformlarda iletişim kurmalarını sağlıyor. Bu sistemler, özellikle engelli bireyler için büyük bir fırsat sunuyor. Göz hastalıkları veya fiziksel engeller nedeniyle iletişim kurmakta zorluk çeken bireyler, göz izleme cihazları sayesinde dijital platformlarda etkin bir şekilde yer alabiliyorlar.
Birçok teknoloji şirketi, göz izleme teknolojisini kullanarak yeni uygulamalar geliştiriyor. Örneğin, sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) uygulamalarında göz hareketlerinin yakalanması, kullanıcıların sanal dünyalarda daha etkileşimli bir deneyim yaşamasını sağlıyor. Bu tür uygulamalar, hem eğlence hem de eğitim alanlarında kullanılmakta ve etkileşimli deneyimler sunmaktadır. Göz iletişimi, duygusal zekanın ve sosyal etkileşimin artırılmasına yönelik yeni bir araç olarak değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, bakışlarla iletişim, insanların duygularını ifade etme biçimini değiştirirken, sosyal etkileşimi güçlendirmekte ve yeni birlikteliklerin kurulmasına olanak tanımaktadır. Göz ile iletişim kurma yeteneği, hem toplumda güven duygusunu artırmakta hem de farklı iletişim biçimlerinin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Bu yeni dil, teknolojinin sunduğu olanaklarla birleşerek daha da güçlenmekte ve insanların birbirine bağlanmasına yardımcı olmaktadır. Gelecekte, bakışlarla iletişim kurma becerisinin daha fazla önem kazanması ve yeni teknolojilerin bu dilin gelişimine katkı sağlaması beklenmektedir.